Kitapta münhasıran vücut bütünlüğüne yönelik müdahalelerden rıza aranmadan gerçekleştirilen haller ele alınmış. Dolayısıyla kişinin daha önceden iradesini açıklayabilme fırsatını elde edebildiği, buna karşın devletin kişinin iradesine önem atfetmeyerek müdahalede bulunduğu durumlar özel hayata saygı hakkı ve kötü muamele yasağı bağlamında incelenmiş. Bunun bir sonucu olarak bireyin sahip olduğu belli haklar ile kamunun yetkileri ve yükümlülükleri temelinde, - hukuka uygun olduğu inancıyla - vücut bütünlüğüne yönelik rıza aranmaksızın gerçekleştirilen müdahalelerin incelenmesi amaçlanmış. Konumuzun kapsamının bu şekilde olması nedeniyle geçerli rızanın nasıl olması gerektiği, rıza ehliyeti ya da "varsayılan rıza" meselesi irdelenmeye gerek duyulmaksızın kişinin yahut temsilcisinin iradesine önem atfetmeden gerçekleştirilebilen müdahalelerden söz edilmiş.
(Önsözden)