Parselasyon işlemi ile birlikte arazinin hem hukuki niteliği değişmekte hem de tapudaki mülkiyet durumu değiştiği için parselasyon yapımı konusunda yetkili olan idareler parselasyon yapımı esnasında imar mevzuatındaki temel esaslara uymalıdır. Zira tapu değişikliğine sebep olan parselasyon işlemi temel hak ve özgürlükler arasında sayılan ve 1982 Anayasasının 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkı ile doğrudan ilgilidir.
Mülkiyet hakkı ile doğrudan ilgili olan parselasyon işlemi, kanunlarda öngörülen yetkili idareler eliyle ve yetkili idarelerin de yetkilendirilmiş organları tarafından yapılmalıdır. Parselasyon işlemi yapma konusunda yetkili olan idareler de parselasyon yapımı sırasında temel ilkelere uygun davranmalıdır. Nitekim yapılan parselasyon işleminin mevzuatta öngörülen ilkelere uygun yapılıp yapılmadığı hususu idari mahkemelerce yargısal denetime tabi tutulur.
Bu bağlamda, idari mahkeme kararlarında; yapılan parselasyon işleminin dayanağı imar planına uygun olması, düzenleme sahası ve sınırının doğru belirlenmesi, dağıtımın mümkünse kadastral (kök) parselin bulunduğu alandan yapılması, mümkün olmaması durumunda ise eşdeğer alandan dağıtım yapılması gerektiği gibi, düzenleme ortaklık payı oranının aşılmaması, düzenleme ortaklık payının her parselden eşit oranda alınması ve parselasyon düzenleme sınırı kapsamındaki parsellerin asgari parsel büyüklüğünü sağlaması gerektiği vurgulanmıştır. Yine parselasyon işlemine karşı açılan davalarda gerçek ve tüzel kişilerin dava açma ehliyeti ile dava açma süreleri idari mahkeme kararlarından örnekler verilmek suretiyle değerlendirilmiştir.