Kitabın konusu, Türk Borçlar Kanunu'na göre alacağı devredenin garanti sorumluluğudur. Alacağın devrinde, devralan, devredenin cismani bir varlığa sahip olmayan alacak hakkındaki beyanlarına daha çok güvenme duymak zorunda olduğundan, cismani varlığı haiz herhangi bir şeyi devralan kişiye göre daha sıkı şekilde korunmalıdır. Devralanın devredene karşı korunması, piyasada arzu edilen şekilde alacağın tedavül kabiliyetinin artmasına hizmet eder. Bu hususları nazara alan kanun koyucu, konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin hükümsüz olduğuna ilişkin kuralından ayrılmak pahasına, bu konuda gereken düzenlemeyi yapmıştır. Ancak bu düzenlemelerin gerek sistematiği gerek içeriği eleştirilmekte ve bu düzenlemelere ilişkin yoğun tartışmalar sürmektedir. Taraflarca bu düzenlemelerin aksine anlaşma yapılabilmesi de çözümü oldukça güç bazı sorunlara yol açmaktadır.
Bu çalışmada, konu, Türk hukukundaki ve karşılaştırmalı hukuktaki düzenlemeler ve öğretideki görüşler doğrultu[1sunda ayrıntılı bir biçimde ele alınarak medeni hukuk literatürüne katkı sağlanması amaçlanmış.
(Tanıtım Bülteninden)