Günümüzde eğitim sistemleri, çapraz yetkinlikler olarak adlandırılan 21. yüzyıl becerilerini daha fazla vurgular hâle gelmiştir. Aslında bu becerilerin büyük bir kısmı, üniversiteler ilk ortaya çıktığından beri öğrencilere kazandırılmaya çalışılmaktadır. Bu kapsamda 3R olarak tabir edilen klasik beceriler (okuma, yazma ve aritmetik) hâlen geçerliliğini korusa da pedagoglar, eğitimciler ve politika yapıcılar; eleştirel düşünme, yaratıcılık, iletişim ve iş birliğine vurgu yapan 4C'yi ön plana çıkarmaya başlamışlardır. Konu alanı bilgisi yerine öğrenmeyi, öğrenme ve değişen taleplere uyum sağlamakla ilgili esnek yetkinlikleri kapsayan, birbiriyle ilişkili bu yeni beceri ve eğilimler, yaşam ve iş için farklı bir hazırlık anlayışına dayanmaktadır. Nitekim mevcut bağlam, temel akademik yetkinliklerin ötesinde sosyal ve duygusal öğrenme gibi bilişsel olmayan yetkinliklerin geliştirilmesini gerekli kılmaktadır.
Türkiye'deki ekseriyetle 21. yüzyıl becerilerinin temel eğitim düzeyindeki farklı derslerin programlarına entegre edilmesini hedefleyen incelemelerin, eğitim pratiklerine önemli katkılar sağladığı açıktır. Ancak genel resmi ortaya koymak ve politika bazında çıkarımlara ulaşmak için makro bakış açısına ihtiyaç vardır.
Bu konuları yükseköğretim perspektifinden ele alan bu eser, gençlerimizin iş sahibi olmaları ve iş performansı için kitlesel eğitimin kritik faktör olduğu varsayımının ötesine geçmeyi amaç edinmektedir.