21. asırda yazılan bu eser 20. asrın meselelerinden hayli değişen dünya düzeni içerisinde derlenmiştir. Uluslararası hukuktan bahseden tüm devletlerin devlet uygulamalarında davranışları nasıldır? Gerçekten de uluslararası barış ve güvenliği koruma yükümlülüğü altında giren Birleşmiş Milletler örgütü uluslararası barış ve düzenin korunmasında başarı mı? Yıl 2024 ve dünyada pek çok kriz var: Göçmen krizi, pandemi, savaş tehditlerinin boyut değiştirerek asimetrik hal alması, yapay zeka tehditleri, artan çevre krizi, deniz yetki alanları sorunları, işgaller, azınlık sorunları, terör örgütlerinin faaliyetleri, iklim krizi, demokrasi ve hukuktan uzaklaşma, siber güvenlik, deniz güvenliği, deniz çevresinin korunması, yeni kolonicilik hareketleri, ayrımcılık, anlaşmalara riayetsizlik, silahlanma, nükleer silahlanma gibi saymakla bitmeyen sorunsallıklar ile boğuşan dünya, esasen soğuk savaş sonrasında bu düzeni tahmin etmekten uzaktı. Ne de olsa Sovyetler yıkılmış (1989) artık liberal dünyanın zaferi kanıtlanmıştı. Bu çerçevede 1990'larda dünyada çatışmaların son bulacağı inancı hakimdi. Bugün bulunduğumuz 21. yüzyılda durum epeyce değişmiş ve daha da derinleşen sorunlarla boğuşan bir dünya içinde yaşamak zorunda kaldığımızı görüyoruz.
Bu eserle içinde bulunduğumuz çağda rastladığımız uluslararası hukuk meselesinin çözümsüzlüğünde sorgulanan "uluslararası hukukun ahlakiliği ve ilkeleri" kimin için, hangi değerdedir sorgulanması tamamen okuyucuya bırakılacaktır.