Batı–dışı toplumların tarihsel geleneği ile daha iyi örtüşen kolektif insan hakları, en ‘yeni’ insan hakları kümesi olarak bugün artan bir kabul görmeye başlamıştır. Bu haklar, bir yandan, küreselleşme nedeniyle giderek küçülen dünyamızda çevre kirliliği, savaşlar ve yoksulluk gibi insanlığın kısmen ya da tamamen paylaştığı ortak sorunların çözümü yolunda önemli bir imkân sunarken, bir yandan da birey eksenli insan hakları anlayışını ‘toplumcu’ bir yaklaşım doğrultusunda zenginleştirmiştir.
Bu çalışmada ele alınan kolektif haklar, bu alanda en fazla öne çıkan ve uluslararası ilişkiler düzeni içinde etki gücü en fazla olan haklardan oluşmaktadır: her halkın kendi geleceğini belirleme hakkı; demokratik yönetim hakkı; barış hakkı; kalkınma hakkı; kültürel haklar; çevre hakkı. Bu çalışma, kolektif insan hakları konusunun, istisnalar bir yana bırakılırsa, genel bir ilgisizlikle karşılandığı ülkemizde, bu alandaki boşluğun doldurulmasına mütevazı bir katkı sunmayı amaçlamaktadır.