Küreselleşme ile birlikte gelişen ticari hayata paralel olarak şirketler hukukunda da birçok yeni ihtilaflar ortaya çıkmıştır. Bu ihtilafların da büyük bir kısmına, şirketler hukukundaki "tüzel kişilik" ve "sınırlı sorumluluk" kurumlarının kötüye kullanılması neden olmuş. Aslında kanunkoyucu, sınırlı sorumluluk ilkesi ile şirket tüzel kişiliğinin kötüye kullanılmasını önleyebilmek ve sonuçlarını ortadan kaldırabilmek için kanunda doğrudan düzenlemelere yer vermiş olsa da bu düzenlemelerin yetersiz kaldığı durumlarda somut olay adaletinin sağlanabilmesi için, sınırlı sorumluluk ilkesinin şirket ile ortakları arasında oluşturduğu "perdenin" aralanarak şirketin arkasındaki asıl güce ulaşılması gerekmektedir.
Tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi, kaynağı da olan İngiltere ve Amerika'da sıkça uygulanmaktadır. Zamanla Kıta Avrupası hukuk sisteminde de kabul görmüş olsa da ülkemizde halen uygulayıcılar tarafından birtakım çekincelerle karşılanmaktadır. Türk Hukuk doktrininde de benzer şekilde teori hakkında yazılmış çok az sayıda çalışma bulunmaktadır.
Bu çalışma ile teorinin uygulanmasında uygulayıcıların mevcut çelişkilerini gidermek, teorinin kapsamını ortaya koymak ve uygulayıcılara yol göstermek amaçlanmış. Bu kapsamda daha önce yayınlanmış makaleler, dergiler, kitaplar, konu ile ilgili tezler toplanmış, bunlar üzerinden çıkarımlar yapılmış ve farklı hukuk sistemlerinin konuya olan bakış açıları ile yol gösterici nitelikteki yüksek yargı kararlarına değinilmiş.
(Önsözden)