Bu kitabın diğer yapay zeka ve hukuk çalışmalarından ayrılan en önemli özelliği, geleneksel yaklaşımlardan farklı bir perspektifle yapay zekayı ele almasıdır. Hukuk alanındaki yaygın eğilime karşı, yazar yapay zekayı sadece bir nesne veya araç olarak değil, aynı zamanda bir özne olarak da görmekte ve incelemektedir.
Kitap, yapay zekanın sadece hukuki süreçlere hizmet etmekle kalmayıp, aynı zamanda bir aktör olarak da nasıl işlev görebileceğini tartışmaktadır. Yazar, bu teknolojinin hukuk dünyasında nasıl bir değişim yarattığını sorgularken, aynı zamanda bu değişimin etik sınırları konusunda da derinlemesine düşünmeye yönlendirmektedir. Yapay zeka ve hukuk alanına ilgi duyan herkes için bu kitap, geleceğin yargılama süreçlerinde karşımıza çıkacak dönüşümleri anlamak adına önemli bir kaynak olacaktır.