Antropoloji tüm bilimlerin en özgürleştirici olanıdır. Irksal ya da kültürel üstünlüğün yanlış inançlarını ortaya çıkarttığı gibi aynı zamanda nerede ve nasıl yaşadıklarına bakmaksızın kendisini tüm insanların incelenmesine adar. Bilge insanların ve laboratuar şartlarında çalışan tüm bilim adamlarının firik ve düşüncelerinden esinlenerek insanın niteliğine ilişkin daha çok bilgiyi gün yüzüne çıkarmaya çalışır.
Bu iddialar aşırı derece tutkulu bir antropologa ait değildir. Tüm bu sözler, felsefeci Grace de Laguna'nın, Amerikan Felsefe Kuruluşunda yaptığı, 1941 başkanlık konuşmasında söylenmiştir. Antropolojinin alanı oldukça geniştir. İnsanlığın geçmişi ve şu anı ile ilgili her şeyi içermek durumundadır. Kuşkusuz pek çok diğer disiplinler de insanoğlunun şu veya bu yönüyle ilgilendiler. Bazıları, anatomi ve fizyoloji gibi, insanı biyolojik bir organizma olarak incelerler. İnsanla ilgili diğer bilimler insan kültürünün büyük başarılarını ele alırken, sosyal bilimler insan ilişkilerinin ayırt edici şekilleri ile ilgilenirler.
Antropologlar bu konuların tümüyle ilgili olmalarına rağmen, tüm mekan ve zamanlarda bunları birlikte ele almaya çalışırlar. İşte insan doğası denilen, elde edilmesi ve anlaşılması oldukça zor olan kavramı ancak bu biricik, geniş perspektifle donanmış oldukları için sağlıklı bir biçimde ele alabilirler.