Anadolu İnançları–Anadolu Söylencelerini içeren bu çalışmada ele alınan konular, gelişi güzel bir seçmenin değil, elde bulunan belgelere, kanıtlara dayanan bir araştırmanın ürünüdür. Kiminin kökeni Anadolu değilse de Anadolu’da yaşamış, yaşayan insanların güncel işlerine karışmış, o işleri yönlendirmiş, etkilemiş olduğu göz önünde tutularak buraya alınmıştır. Önemli olan, bizce, bu inanç ürünlerini, “mitoloji” kavramı altında toplanan söylenceleri Anadolu insanının bugün yaşaması, geçmişte benimsenmesidir. İkinci bölümü oluşturan söylencelerin taşa, kayaya, toprak, araç – gereçlere işlenmiş kalıntıları elimizdedir, müzelerimizde sergilenmektedir.
Bu nedenle, bu çalışmayı okuyucuya sunanın özel buluşu, düş ürünü değildir. Anadolu uygarlığını yaratanların, yaşatanların Anadolu dışından gelen yoktur gibi bir sav söz konusu edilemez. Ancak, Anadolu’da ne varsa dışa bağlanmanın geçersizliği de tartışılamayacak nitelikte açıktır. Bu nedenle kimi araştırıcıların “Anadolu Uygarlığı” kanısına karşıyız, bizce söylenmesi gereken o değil, yalnız “Anadolu Uygarlığı” dır. Bu uygarlığın belli dönemlerini vurgulamak için söylenen “Uygarlıklar” sözcüğünden anlaşılmak–anlatılmak istenen, Anadolu da değişik toplulukların yaşadığı, birbirinden bağımsız – özgün uygarlıklar kurduğu savıysa buna olanağı yoktur.
Bunu ileri sürenlerin, Anadolu’ya sonradan geldiklerini söyledikleri toplulukların, geldikleri yerlerde de özdeş başarılarını gösterdiklerini somut kanıtlarla–belgelerle ortaya koymaları gerekir. Yoksa bir tarih bütününü bölerek ayrı başarılar diye görmenin göstermenin anlamı olmasa gerek.