Bugün ülkemizde hâlâ Medeni Kanun’un öngördüğü tapu siciline kaydedilmemiş pek çok taşınmaz bulunmaktadır. Tapuya kayıtlı olmayan bu taşınmazların ise Eşya Hukuku öğretisinin önemli ve ele alınması cesaret isteyen konularından biri olduğu bir gerçektir. Özellikle mülkiyetin kazanılması koşullarına bağlı tartışmalar ve buna ilişkin hukuki sonuçlar yanında, açılması gereken davalar ile kadastro tespitine yönelik mevzuat, uzmanlaşmış hukukçu bilgisini gerektirmektedir. Diğer taraftan Kamulaştırma Hukuku da İdare Hukuku ile özel hukukun bir çok kurum ve mevzuatının birlikte ele alınmasını zorunlu kıldığından, bu alanda da uzmanlaşmış hukukçu bilgisi zorunluluk arz etmektedir.
4.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na ilişkin olarak 24.4.2001 tarihli ve 4650 sayılı yasa ile getirilen düzenlemeler ile tapuya kayıtlı olmayan taşınmazların kamulaştırılmasında izlenecek yol ve hak sahipliğinin tespiti önemli değişikliklere uğramıştır.
İşte, araştırmacı bu değişiklikler ile köklü yeniliklere uğrayan yeni kamulaştırma usulüne bağlı olarak tapuya kayıtlı olmayan taşınmazların kamulaştırılması konusunu ele alma cesaretini göstermiş ve konunun Türk hukukunda aydınlatılmasına katkı sağlamıştır. Bu haliyle kitap, hem akademik olarak iyi bir çalışma örneği teşkil etmekte, hem de uygulamadaki sorunlara ışık tutması bakımından söz konusu taşınmazların kamulaştırılmasında önemli bir boşluğu doldurmaktadır.