Vergi yükümlülerinin vergi ile ilgili kanunların ya da politikaların adil olmadığını ve haksızlık içerdiğini düşünmeleri durumunda, bu haksızlığa kamuoyunun dikkatini çekmek maksadıyla eylemlerde bulunmaları da yöneldiği amaç bakımından demokratik bir nitelik taşıyacaktır. Bu çerçevede dayanılan ahlaki gerekçe temelde vergilendirme yetkisinin sınırlarının korunması, denetlenmesi ve bu sınırlar içinde kalan vergi uygulamalarıyla karşılaşılmasını talep etmek şeklinde meydana çıkmaktadır. Dolayısıyla vergi ile ilgili itaatsizlik, temelde devletin vergilendirme yetkisine bir itiraz taşımakla birlikte bu yetkinin adil bir biçimde kullanılmasını sağlamaya yönelmektedir. Bu husus literatürde yeni tartışılmaya başlanan vergi itaatsizliği kavramıyla ele alınmaktadır.
Vergi itaatsizliği, vergiye karşı pasif bir direnişi ifade etmektedir. Bu bakımdan şiddeti reddetmekte ancak özü gereği kanunlara aykırı bir davranışı gerektirmektedir. Öte yandan yöneldiği amaç ve dayandığı ahlaki temeller sebebiyle vergi ile ilgili demokratik düzenin devamının sağlanması açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bu önem, kavramın bütün yönleriyle temellerinin ortaya konması ve tartışılması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.