Türkiye Cumhuriyeti Anayasası gereğince, idarenin her türlü işlem ve eylemlerine karşı yargı yolu açıktır. İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi halinde, gerekçe gösterilerek idari işlem ve eylemlerin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilebilir.
Farklı çıkarların korunması noktasından hareket eden vergi idaresi ve vergi yargısı arasında yorum farklılıkları ortaya çıkmaktadır. Ancak vergi idaresi ile vergi yargısının, mutlaka aynı yönde yorum yapmasını beklemek de mümkün olmayacaktır.
Vergi uyuşmazlıklarının toplumsal bir sorun olarak sıkça dile getirilmesi, bozu-lan vergi sistemi ve vergi uyuşmazlıklarına ilişkin tartışmaların gündemdeki yoğunluğu, vergi yargılama hukukuna ilişkin öğreti amaçlı kaynak ihtiyacının gözlemlenmesi bizi bu çalışmaya yönlendiren temel neden olmuştur.