Son yıllarda çocukların silahlı çatışmalara katılımı ulusal ve uluslararası bir kaygı konusu haline gelmiştir. Silahlı çatışma, insanlığın bildiği en felaket durumdur ve hayatta kalma, gelişme ve refah açısından çocuklar için özellikle ciddi sonuçlar doğurur. Çocuklar sadece silahlı birlikler arasındaki çatışmanın pasif mağdurları değildir. Çocuklar, silahlı kuvvetler ve gruplar tarafından birliklerine alınmakta ve onlara silahlı çatışmalarda hem yardımcı hem de daha aktif roller verilmektedir. Çocuk savaşçılık konusundaki uluslararası kaygı önemli gelişmelere yol açmıştır. 70'lerin sonlarına doğru bir insancıl ve insan hakları girişiminin başlamasıyla, çatışmaya katılan çocuklara olan bakış açısı değişmiştir. Dolayısıyla, çocukların silahlı çatışmalarda korunması için normatif altyapıyı oluşturan antlaşmalar, protokoller ve kurallar şekillenmeye başlamıştır. Bu gelişmelerdeki esas amaç, çocuk savaşçıların silahlı birliklere alımını ve kullanımını düzenlemek ve silahlı birliklere yasal asgari alım yaşını yükseltmek üzerinedir. Bununla birlikte, düzenlemelerin kimin eylemlerini hedef aldığı konusunda uluslararası toplumun odağında bir değişiklik olmuştur. Başlangıçta, çocuk savaşçıların silahlı birliklere alımı ve kullanımı ile ilgili yasaklar daha çok devletlere ve daha az ölçüde devlet dışı silahlı gruplara karşı yöneltilmişti. Ancak, uluslararası toplum son zamanlarda 15 yaşın altındaki çocukları silahlı birliklere alanları bireysel olarak da hedef almıştır. Çocukların silahlı birliklere alınması artık uluslararası hukukta bir suçtur. Tüm düzenlemelere rağmen gerçek şudur ki, bugün dünyada devam eden çok sayıda silahlı çatışmaya halen çok sayıda çocuk katılmaktadır.
Bu çalışma çocuk savaşçılara yönelik uluslararası hukuk düzenlemelerini, diğer bir ifadeyle uluslararası insancıl hukuk, uluslararası insan hakları hukuku ve uluslararası ceza hukuku bağlamındaki gelişmeleri incelemektedir.
(Tanıtım Bülteninden)