İlk insanın yaradılışından başlayan en önemli faaliyet kuşkusuz yeme-içme olgusu olmuştur. Eski çağlardan itibaren yeme-içme gereksinimini karşılayacak çeşitli hammaddeler ve üretim yöntemleri denenmiş, yerleşilen coğrafyanın, sahip olunan kültürün ve eldeki olanakların farklılığına paralel farklı mutfak anlayışları gelişmeye başlamıştır. İlerleyen süreçte temel gereksinim olmasının yanında prestij, zevk alma ve buluşma gibi sosyal faaliyetlerin de ortaya çıkmasıyla yeme-içme kültürü dünya genelinde oldukça farklı ve geniş yelpazeye yayılmıştır.
Her ülke veya topluluk yaşam tarzını yansıtan, damak zevklerine uygun, inançlarına ve kültürel anlayışlarına paralel ürünler yetiştirmiş ve hazırlanmasında farklı yöntemleri deneyerek kendi mutfak kültürlerinin oluşmasına zemin hazırlamışlardır. Göç, savaş ve din gibi nedenlerle ortaya çıkan toplumlararası etkileşimler zaman içerisinde mutfak kültürleri açısından da bir alışverişi ortaya çıkarmış ve ülke kültürlerine yeni mutfak öge ve anlayışları eklenmiştir.
Bu eser tüm dünya gastronomisini kıta ve ülke esasına göre genel hatlarıyla ele alarak, o ülkelerin özel yemek ve menüleri ile dünya gastronomi literatürüne kazandırdıkları önemli terimleri aktarmayı amaçlamıştır. İlgili alandaki yazının sınırlı olması dikkate alındığında bu eserin önemli katkılar sunabileceği söylenebilir.