Özel hukukun temel prensiplerinden biri olan "irade serbestisi", bunun bir uzantısı olarak borçlar hukukunda kendisini "sözleşme serbestisi" şeklinde göstermektedir. Nitekim, bu özellik mevzuata ve dolayısıyla uygulamaya yansımıştır. Bir kimsenin bir hukukî işlemi akdetmesi yahut akdetmemesi, dilediğiyle dilediği biçimde bu işlemi yapabilmesi, içini de arzu ettiği gibi doldurabilmesi şeklinde tarif edi-len bu prensip; tarihi süreçte birtakım sıkıntılara da yol açmıştır. Zira; kontrolün bütünüyle kişilerde olması, herhangi bir hukukî kısıtlamanın olmaması, geçmişte hakkaniyetle bağdaşmayacak neticelere sebebiyet vermiştir. Hukuk sistemleri de birtakım kurallar koymak suretiyle bunu engellemeye çabalamışlardır ki aşırı yararlanmaya ilişkin düzenlemeler de bu çözümlerden birisidir.
Türk Hukuku'nda 818 sayılı Kanun'un 21. maddesinde, yürürlükteki 6098 sayılı Kanun'un ise 28. maddesinde kaleme alınan bu hukukî müessesenin temeli esasen Roma hukukundaki "laesio enormis" kavramına dayanmaktadır. Öte yandan; anılan müessese tarihçede en evvel faizle gündeme gelmiş. Çalışma dört ayrı bölüme ayırarak aşırı yararlanma müessesi irdelenmiş.
(Girişten)