Kamuyu aydınlatma yükümlülüğünün ortaya çıkması ve günümüze kadar var olmasının temel nedeni yatırımcıların tasarruflarını en iyi şekilde değerlendirerek kar elde etmek istemesidir. Yatırımcılar, tasarruflarını değerlendirmek için girdikleri sermaye piyasalarında tam bilginin sağlanmasını ve piyasadaki bütün işlemlerin şeffaf şekilde gerçekleştirilmesini talep ederler. Dolayısıyla bu talep, halka açık şirketlere, açıklama yapma yükümlülüğü getirmiş; tarihsel süreç içerisinde yaşanan ekonomik krizler ile şirket yönetimlerindeki yolsuzluklar kamuyu aydınlatma yükümlülüğünün doğumuna zemin hazırlamıştır.
Bu kapsamda kamuyu aydınlatma yükümlülüğü, tüm dünyadaki sermaye piyasalarında vazgeçilmez bir ilke olarak kabul edilmiş; kurumsal yönetim ilkelerinden biri olan şeffaflık ilkesinin de mihenk taşı olma görevini üstlenmiştir. Günümüzde bu yükümlülük, şeffaflık ilkesiyle beraber; ortaklıkla ilgili bilgilerin doğru, eksiksiz ve zamanında yatırımcıya yalın bir şekilde iletilmesini sağlamış ve piyasaların değerini doğrudan etkilemiştir.
Bu kitapta, kamuyu aydınlatma yükümlülüğü tarihsel süreç de göz önüne alınarak mevzuat çerçevesinde incelenmiş ve söz konusu yükümlülüğün dünya piyasalarına yaptığı etki okuyuculara aktarılmış.
(Tanıtım Bülteninden)