İş sözleşmesinin devri, Türk İş Hukuku açısından öncelikle öğreti ve yargı içtihatlarında gündeme gelmiş, ardından da yasal düzenlemelere konu olmuştur. 4857 sayılı İş Kanunu Taslağında yer almasına rağmen, kabul sürecinde yasalaşmamış, yaklaşık 10 yıl sonra yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanununda yerini bulmuştur.
Özellikle holding veya şirket topluluklarında gündeme gelen iş sözleşmesinin devri uygulaması, sözleşme sona ermeden işçinin bir işverenden bir başka işverene devrini konu edinmektedir. Devir sürekli olarak gerçekleşmekte ve tarafların iradesine dayanmaktadır. Devrin sürekli niteliği onu geçici iş ilişkisinden, iradi olması da işyeri devrinden ayırmaktadır.
Doçentlik çalışması olarak ele aldığımız ve "İş Sözleşmesinin Devri" ismiyle hazırlamış olduğumuz bu çalışmada, iş sözleşmesinin devrinin sonuçları hem Bireysel İş Hukuku hem Toplu İş Hukuku hem de Sosyal Güvenlik Hukuku açısından ele alınmıştır.