Göç nedeniyle tarihten bugüne Aşkaleli sayılan yerli halktan çok az sayıda büyüğümüz vardı. Gelenek ve görenekler, adetler gitgide zayıflamaya başlamış, bir kaç kişi dışında adet ve töreyi bilen kalmamıştı. Yine bir kaç kişi haricinde Aşkale dışındaki Aşkale'lileri hatırlayan da yoktu. Düğün adetleri, Aşkale ağzı ile konuşulan kelime ve deyimleri, çocuk oyunları, geçmişten bugüne esnaf ve diğer meslek erbaplarının duayenleri de unutulup gitmişti.
Türküler, maniler, hikayeler, masallar, düğün, ölüm, doğum adetleri bir bir unutulup yozlaşmaya başlamıştı. Halbuki bizler el ele gönül gönüle olmanın ne kadar gerekli olduğunun farkına varacak bilince, kültüre ve tahsile sahiptik. Halbuki Aşkale'de her dönem oldukça değerli şahsiyetler, hatırı sayılan insanlar devlet temsilcileri, sanatçılar yetişmişti. Bu kıymetli insanları, hadiseleri, geçmişi hem günümüz insanına, hem de gelecek nesillere taşımamız, doğduğumuz yerin unutulmamasını sağlamamız, bizim birinci derecedeki görevimiz olmalıydı.
(Önsözden)