"Yoksul Sosyal Konut" adı verilen alanlarının belirlenmesi, konutların üretim süreci, donatı ve donanım problemlerinin yanı sıra konut yararlanıcılarının sahip olduğu sosyo-ekonomik ve kültürel profilleri aşağıda belirtilen çok sayıda sorunun ortaya çıkmasına sebep olmuştur ki bu sorunların en başında sosyal dışlanma problemi gelmektedir ve bu dışlanma problemi, ötekileştirmenin ilk adımı olarak, konut alanlarının isimlendirilmesinden başlamaktadır.
Bu çalışma kapsamında sosyal dışlanma olgusu, güncel içeriğinin dışında farklı bir tarihsel köken ilişkisi içerisinde incelenmeye çalışılmaktadır. Bu bağlamda, sosyal dışlanma olgusuna sınıf ve sınıfaltı perspektifinden bakmanın, sosyal dışlanma probleminin ortadan kaldırılmasında paradigmal bir değişikliği gündeme getireceği düşünülmektedir. Bu çerçevede öncelikle kapitalizm içinde sosyal dışlanmaya uğrayan kesimlerin sınıfsal portrelerinin çıkarılmasına ve inceleme alanı olaraksa dezavantajlı olan yoksul sosyal konut yararlanıcılarının kentteki varoluş, sistemle çatışma ve sistemin içine dâhil olma dinamikleri incelenmiş. Bu bakımdan kitabın, özellikle yoksulluk ve sosyal dışlanma tartışmalarına ilgi duyan kişiler için yararlı olacağı düşünülmektedir.
(Önsözden)