Sektörün iş gücü ihtiyacının ve müşteri profilinin demografik yapıdaki değişimlere paralel olarak şekil alması, bu konunun otel ve restoran bağlamında incelenmesi ve ilerdeki ihtiyaçları karşılayacak tedbirlerin bugünden alınmasını gerektirmektedir. Ayrıca turizmin özel bir hizmet şekli olduğu gerçeğinden hareketle psikolojinin her esasta ve detayda ustaca ve gerektiği ölçüde kullanılması gerektiği düşünülmektedir. Genel olarak fiziksel mekânların boyutlandırılması ve temel ihtiyaçların karşılanmasıyla misafirlerin mutlu olmasını bekleyenlerin psikolojiyi göz ardı ederek hizmet kalitesinin önemli bir unsurunu da hesaba katmadığı bilinmektedir.
Bütün bunların yanı sıra kurulmuş olan en mükemmel sistemin bile kalite kontrol denetimi olmadan özelliğini kaybedeceğini düşünerek gerek sistemlerin kurulmasında gerekse yaşatılmasında dünyaca kabul edilen standartların varlığını kabul etmek ve onların getireceği denetim mekanizmalarını devam eden bir süreç olarak görmek gerekli olacaktır. ‘’Hizmette sınır yoktur’’ anlayışının doğduğu bu ülkede yaratıcı düşüncenin ve imaj gücünün sınırsız olduğu gerçeği birleştirilirse ortaya çıkacak neticeden etkilenmeyecek hiçbir insan olmayacaktır. Bu amaçla, dünyada imaj gücünü ve yaratıcı düşünceyi kullanarak yapılmış eserleri tanımak bu konuda da okuyucunun ufkunu açacaktır.