Türkçede dilbilgisel ulamlar (kılınış, bakış, kiplik, zaman, durum, çatı, belirlilik, sayı, soru, olumsuzluk, varlık ve yokluk, cinsiyet, iyelik ve aitlik vd.) bu konuların yeniden yazılmasının nedeni iki amaca dayanıyor. Birincisi yazarların merak ettikleri konuları bu vesileyle araştırıp bilgi sahibi olmak istemeleri, ikincisi ise söz konusu konuları güncelleyip gerek lisans gerekse lisansüstü öğrencileri için toplu bir kaynak oluşturma arzusudur.
Dilbilgisel ulamlar, dil araştırmacılarının gerek ders anlatımlarında gerek yaptırdıkları tezlerde ve gerekse kendi ürettikleri yazılarında çok sık başvurdukları temel konulardır. Yukarıda işaret edildiği gibi bilgilerin güncellenmesi ve hatta daha kullanılabilir hâle getirilmesi önemli bir ihtiyaçtır. Yazarların tez, makale, bildiri ve kitap boyutlarında çalışmalar yapılmış ve geniş bir literatüre sahip bu konularda 20-30 sayfalık bölümler yazarken epey zorlandıkları söylenebilir.
Kitabın her bir bölümü müstakil olarak hazırlandığı için aralarında kimi yerlerde terim, tanım, tasnif, bilimsel anlayış farklılıkları ile çelişkiler bulunabilir. Bunun yadırganacak bir tarafı yoktur ve belki de böyle olması daha uygundur. Bilim elbette belli bir paradigmayı rehber edinerek ilerler ancak yer yer görülen farklılıklar, bir sapma değil yeni bir yol açma çabasıdır.
Kitap on üç bölümden oluşuyor.
(Önsözden)