TBK.muz da, temsil kurumu genel hükümler arasında (md.40-48) düzenlemiştir. Genel hükümler arasında düzenlenmiş olması, temsil yetkisinin hukuksal niteliğinin, tek taraflı bir hukuksal işlem olmasından kaynaklanmaktadır. Bir başka anlatımla, temsilden söz edebilmek için, temsil ilişkisinin taraflar arasında bir sözleşme ilişkisinin varlığını gerektirmemesidir. Bir sözleşme niteliği taşımaması nedeniyle yasa koyucu temsili, sözleşme türlerini düzenleyen özel hükümler (TBK.md.207-645) arasında düzenlememiştir. Ancak bundan temsil ilişkisinin taraflar arasında bir sözleşme ilişkisine dayanmayacağı sonucu çıkartılamaz. Bu ilişki taraflar arasında genellikle olduğu gibi, bir vekalet veya hizmet ya da eser sözleşmesi ile de kurulabilir.
Temsil ve bunun sözleşme ilişkisinden doğduğu vekalet sözleşmesi konusunda, oldukça zengin eserler ve yargı kararları bulunmaktadır. Ancak temsil yetkisinin geri alınması konusu uygulamada oldukça önem taşımasına rağmen, yakından bir inceleme konusu yapılmamıştır. Bu durum, bizi, bu konuyla ilgili olarak makale düzeyinde iki yayın yapmaya itmiştir. Bu yayınlardan sonra, konunun bir bütün olarak araştırılması gerektiği sonucuna vardık. Bu amaçla bu eseri yaratmış bulunmaktayız.