Anayasa ile idarenin eylem ve işlemlerinden kaynaklanan zararların, idare tarafından karşılanacağı ilke olarak belirlenmiş ve güvence altına alınmıştır. Tam yargı davalarının esasa ilişkin şartlarının incelenmesi idarenin hukuki sorumluluğunun incelenmesi olduğundan, idarenin idare hukuku alanındaki sorumluluğunun temeli; kamu hukukuna uygun, nesnel, objektif olarak belirlenmeye çalışılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu idari dava türlerini iptal davası, tam yargı davası ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olmak üzere ayırmıştır. 2577 sayılı Kanun, tazminat davası kavramını kullanmamış ve uygulamada tam yargı davaları yüksek yargı kararları ile şekillenmiştir.
Tazminat hukukunun kaynağı olan Anayasa ile Borçlar Kanununa genel bir bakış yapılarak, ölüm ve bedensel zararlar ve de malvarlığına verilen zararlar nedeniyle oluşacak maddi kaybın tazminat olarak tahsili için; maddi tazminatın kapsamı, şartları, çeşitleri, tespiti, hesaplanması metotları, hesaplamada dikkat edilecek unsurlar, faiz, destekte yoksunluk kapsamında destek kapsamına girecek paylaştırmaların nasıl yapılacağı gibi unsurlar yargı kararları eşliğinde incelenmeye çalışılmıştır.
(Önsözden)