Gerçek ve tüzel kişilere, bu kişilerin ihtiyaçları ve mevcut finansal durumlarına uygun yatırım seçenekleri sunulması, yatırım danışmanlığı faaliyetinin temel konusunu oluşturmaktadır. Söz konusu faaliyet sayesinde, kişilerin maddi kayıp risklerinin azalmasının yanında, sermaye piyasalarına olan güvenin artması ile özellikle şirketlerin fon bulması kolay hale gelmektedir. Bahsi geçen olumlu etkilerinin ortaya çıkabilmesi için, yatırım danışmanlığı faaliyetinin yaygınlaşması gerekmektedir. Ne yazık ki ülkemizde söz konusu faaliyetin, yeterince ilgi gördüğünü söylemek mümkün değildir. Ancak sermaye piyasalarına artan ilgi ile birlikte, yatırım danışmanlığının da rağbet görmemesi için herhangi bir engel bulunmamaktadır. Bunun için ilgili faaliyetin hukuki çerçevesinin yatırımcıları koruyacak nitelikte olması gerekmektedir.
Bu çalışma, yatırım danışmanlığının Türk hukukunda ne şekilde düzenlendiği sorusuna cevap verme amacı taşımaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)