Reklam - tüketim - hegemonya ilişkisini anti ütopik bağlamda çözümleyici ve betimleyici yöntemle sorgulayan bu kitapta, korku politikasıyla bireylerin, ihtiyaç duymadıkları nesneleri/ürünleri nasıl arzuladıkları; bunun yanı sıra anti ütopya kavramının, kitle kültürünün sembolik iletişim araçlarından televizyon reklamlarındaki çekicilik unsurlarının kullanımıyla, ideolojik olarak nasıl yeniden üretildiği, eleştirel kuramlar çerçevesinde irdelenmektedir.
Dolayısıyla, reklam ideolojisinin anti ütopik evrenin gelişimine katkısı nedir? Reklamlarda kullanılan mesaj çekicilikleri anti ütopik işlevin sağlanmasında nasıl bir rol oynamaktadır? Korku politikası reklamlar aracılığıyla tüketiciler üzerinde nasıl işlenmektedir? Bir denetim mekanizması olarak reklamlar beyinlerimizi nasıl yönetmektedir? Bütün bu soruların cevabı bu kitapta...