Türk Miras Hukuku'nda kanunî mirasçılığın ve iradî mirasçılığın bir arada olduğu karma bir sistem benimsenmiştir. Mirasbırakan, yaptığı ölüme bağlı tasarrufla terekesinin geleceğini belirlememişse, kanunî mirasçılık söz konusu olur. Mirasbırakan, yaptığı ölüme bağlı tasarrufla terekesinin geleceğini belirlemiş ise ve saklı paylı mirasçısı da varsa hem iradî mirasçılık hem de kanunî mirasçılık söz konusu olur.
Sağlararası hukuki işlemlerde olduğu gibi, ölüme bağlı tasarrufların da hüküm ve sonuç doğurabilmesi için Kanun'da öngörülen bazı şartları taşıması gerekir. Bu bakımdan yapılan ölüme bağlı tasarruf, serbest ve sağlıklı bir iradeyle yapılmalıdır. Ayrıca ölüme bağlı tasarrufun ehliyet, hukuka ve ahlâka uygunluk gibi Kanun'un öngördüğü şartları taşıması gerekir. Aksi takdirde ölüme bağlı tasarrufun iptali gündeme gelir.
Ölüme bağlı tasarrufların iptalinin söz konusu olabilmesi için, Türk Medeni Kanunu'nun 557. maddesinde belirtilen sebeplerden birisinin varlığı gereklidir. Bu sebeplerin dışında ölüme bağlı tasarrufların iptal edilmesi mümkün olmayıp, mirasçıların veya vasiyet alacaklıların, TMK m. 559'da belirtilen hak düşürücü süreler içerisinde iptal davası açması gerekir. TMK m. 559'da belirtilen süreler içerisinde iptal davası açılmaz ise, ölüme bağlı tasarruf, geçerli hale gelip hüküm ve sonuç doğurmaya devam eder.
(Girişten)