Mevcudu tükenen bu kitap, medeni usul hukukunda terdit ilişkilerini her yönüyle ele alıp ayrıntılı bir şekilde işleyen Türk hukuk literatüründeki ilk ve tek bilimsel eser olması sebebiyle tıpkıbasımını yapmayı uygun gördük.
Terditli davaların geçerli olup olmadığı hususunda HUMK'da herhangi bir hüküm yoktur. Türk hukuk uygulaması büyük ihtiyaç duyulan bu dava yığılması çeşidini kabul etmekte uzun süre bocalamıştır. Yargıtay, adeta Mecelleden gelen bir anlayışla özellikle çelişik hukuki sebeplere dayanan netice–i taleplerin ayni dava dilekçesinde birleştirilemeyeceği ve bu yüzden de terditli taleplerin geçerli olmadığı görüşünde idi.2
Yargıtay, netice–i taleplerin çelişik hukuki sebeplere terditli olarak dayandırılması halinde; önce davacıdan, dayandığı hukuki sebebin ne olduğunu belirtmesi istenerek terdidin giderilmesi ve ondan sonra davaya, dayanılan hukuki sebep doğrultusunda bakılması gerektiğine karar veriyordu.
Ancak Yargıtay'ın terditli davaların geçerli sayılmak gerekip gerekmediği konusundaki tutumu istikrarlı olmamış, terditli davaları kabul etmeyen kararlar yanında, caiz sayan kararlar da vermiştir