Kamu Zararının Hazine Davaları Açısından İncelenmesi

Kamu zararının tanımı ve unsurlarından başlayarak, -kamu zararının ortaya çıkmasından tahsili ve silinmesine kadarki süreçte uygulamada karşılaşılabilecek sorunlara değindiğimiz bu çalışmada, meydana gelen her zararın kamu zararı olarak nitelendirilmemesi gerektiği, sorumlu ve/veya ilgililerin kimler olabileceği ve ne şekilde tespit edilmesi gerektiği üzerinde durularak, kamu zararının telafisi, zamanaşımı ve şartları oluştuğu halde silinmesi başlıklarına yer verilmiştir.

Hazine, devlet tüzel kişiliğini temsil ettiğinden, devlet tüzel kişiliğine dahil bir idari kurumun uğradığı ekonomik zarar, hazine zararı olarak nitelendirilecek olup, bu zarar aynı zamanda kamu zararını ifade etmektedir.

Çalışmamızda ağırlıklı olarak kamu zararına ilişkin, 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu ve bağlı yönetmelik olan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ile 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu hükümleri üzerinde durulmuş olup, bahsi geçen mevzuat hükümleri doğrultusunda açıklamalara yer verilmiştir.

Kamu zararında kamu görevlilerinin sorumluluğuna ilişkin, Mülga 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu "kusursuz sorumluluk" ilkesini benimsemişken, yerine gelen 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu, kamu zararından sorumlulukta "kusur sorumluluğu" ilkesini benimsemiştir. Bu kapsamda zaman zaman iki kanun arasındaki farklılıklar incelenmiş olup, yargı içtihatları açısında yapmış olduğumuz değerlendirmelerde hukuk, ceza ve idari davalarda emsal olarak kullanılabilecek içtihatlardan faydalanılmıştır.