Yargısal denetim, erkler ayrılığıyla birlikte anayasa hukukunun en çok tartışılan konusu olmuştur. Onu demokrasilerin olmazsa olmaz unsurları olarak görenler olduğu gibi, demokrasinin halk egemenliğinden uzaklaşmasına sebep olan bir sorun olarak görenler de bulunmaktadır.
Çalışmanın sistematiği içinde yargısal denetimin yokluğunu ve etkisizliğini, özgürlük-otorite dengesini bozan faktörler içerisinde ele alınmış. Yargısal denetimin demokrasi içindeki varlığı, çalışmanın ana problemini teşkil eden, özgürlük-otorite dengesinin sağlanması meselesinin merkezinde konumlandırılmış. Çalışmanın son bölümünde, yargı erkinin, farklı ülkelerde özgürlük ile otorite arasında dengeleyici fonksiyonunu nasıl ifa ettiği açıklanmış.
Yargı organı, özgürlük ile otoriteyi sağlıklı bir denge mekanizmasına kavuşturabilmek için, zaman içerisinde, birtakım çözümler geliştirmiş. Hakların sınırlanmasının sınırlarını çizeceği noktaları tespit etmek adına, prensipler ortaya koymuş. Meşru amaç, kanunilik, ölçülülük olarak karşımıza çıkan bu prensipleri yaşanan olaylara uygularken farklı yaklaşımlarda bulunmuş, yargısal muhakeme bu yolla farklı perspektifler kazanmıştır. Özellikle ulusal ve uluslararası terörizmin yükselişiyle birlikte güçlü bir siyasal otoriteye duyulan ihtiyaçla beraber, bireysel hak ve özgürlüklerin gördüğü zararın her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan çözümsüzlük, yargının çözüm arayışını hızlandırmış. Bu arayışın geçirdiği safahat ile geldiği son nokta çalışma da, uluslararası bir bakış açısıyla kavranmaya çalışılmış.
(Tanıtım Bülteninden)