İş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesinde sadece devletin yetkili organ ve görevlilerinin müdahalesi yeterli değildir. Tehlikeye bizzat maruz kalan işçilere zarar henüz ortaya çıkmadan, tehlikeli çalışma ortamından uzaklaşma imkanı tanımanın iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesinde çok daha etkili olduğu görülmüş ve günümüz iş hukuku mevzuatlarında bu yönde düzenlemeler yapılmaya başlanmıştır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda da ciddi ve yakın tehlike nedeniyle zarara uğrama potansiyeli olan işçilere çalışmaktan kaçınma hakkı verilerek, çağdaş iş hukuku anlayışına paralel şekilde işçinin yaşama hakkı Kanun ile güvence altına alınmıştır. Buna karşılık, çalışma hayatında söz konusu hakkın işçiler tarafından yeterince kullanılmadığı görülmektedir. Bu durumun oluşmasında; Kanunda aranan şartların hakkın kullanımını güçleştirmesi, işçilerin Kanun ile kendilerine tanınan hak konusunda yeterli bilgiye sahip olmamaları ve haklarını kullanmaları halinde işveren tarafından sözleşmelerinin feshedileceği korkusu etkili olmaktadır. Çalışmamızda, işçilerin Kanundan kaynaklanan çalışmaktan kaçınma haklarını herhangi bir çekince duymaksızın kullanabilmeleri hedeflenmiş ve buna yönelik çözüm önerileri sunulmuştur.