İnsan haklarının kıyısında kalan mülteciler her iki kuramın da ortak paydalarını oluşturur. Evrensel olduğu iddiasındaki insan hakları mülteciler söz konusu olduğunda patinaj yapar. Bu mesele; insan hakları hukukunun kayganlığı, kırılganlığı veya tamamlanmamışlığına ilişkindir başka bir anlatımla…
Evrensel olduğunu iddia eden insan hakları, özellikle de mülteciler söz konusu olduğunda, "devletin yurdu" unsuruna sıkı sıkıya bağlı kalır. İnsan hakları kuramı bu kavram üzerinden şekillenir ve şu an için başkası mümkün görünmemektedir. Büyük laflar eden hukuk metinleri var elimizde. Oysa dünyanın her yerinde insan hakları ihlalleri süregidiyor. İnsan hakları adaleti sağlayacak birçok aracı tasarladığını iddia etmektedir. Ama gerçek böyle mi? İşte tam bu noktada, Adalet Tanrıçası Themis'in ruhunu şad etmek gerek. Hepimizin bildiği Themis'ten bahsediyorum: hatırlayın gözleri kapalı adalet tanrıçası. Söz konusu mülteciler olunca daha bir sıkı bağlıyor sanki gözlerini. İnsan hakları kuramı evrenselliğini sadece dillendirirken gerçek bize bunun tam aksini gösterir.
(Önsözden)