İnşaat sektörü, ülkemizin ekonomisi için büyük bir öneme sahip bulunmaktadır. İnşaat hukuku da İnşaat sektöründeki işlerde ortaya çıkan problemleri çözmek amacıyla son dönemlerde oluşan bir hukuk dalıdır. Türk hukuk sisteminde, inşaat hukuku ile ilgili doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak Türk Borçlar Kanunu m. 470 vd. maddelerinde düzenlenen Eser Sözleşmesi sorunların çözümünde önemli bir görev üstlenmiş bulunmaktadır. Ancak eser sözleşmesi tek başına sorunların çözümünde yeterli olamamaktadır. Bundan dolayı, isimsiz bir sözleşme olan Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri uygulamada en çok başvurulan sözleşme olma özelliğini taşımaktadır.
Ülkemizde özellikle de deprem bölgesi ve deprem riski yüksek olan bölgelerde Kentsel Dönüşüm süreci hızlanmış bulunmaktadır. Bu konuda çıkarılan 6306 sayılı Kanun önemli eksiklikleri içerse de Kentsel Dönüşüm alanında uygulamada zorunlu olarak başvurulan kaynak olma özelliğini taşımaktadır. Bu Kanunda riskli alanların tespiti binaların yıkılması ve yerine Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapılması durumlarında buna karar verilirken paydaşların durumları, verilen kararların nisapları ve nihayet yüklenici ve paydaşlar arasındaki ilişkilerin çözümü ile ilgili düzenlemeler bulunmaktadır.
Yüklenicilerin riskli alanlara yapacakları binalarda pay sahiplerinin sahip olacakları bağımsız bölümlerin yüzölçümleri şerefiyeleri ve bağımsız bölümde daha evvelki binadaki yerlerinde olamama gibi değişik problemleri de ortaya çıkmaktadır. Bunların çözümleri de İnşaat Hukuku Sempozyumunda ele alınan konular arasında yer almıştır. Bütün bu bilgileri tebliğlerinde sunan araştırmacıların metinleri söz konusu kitapta bir araya getirilmiştir.