Genel eserlerin neredeyse tamamı, idare hukukunda yargısal içtihatların diğer hukuk dallarına nazaran ayrı ve önemli bir yer tuttuğundan bahseder. İdare hukukunun alametifarikası olarak sunulan bu durum, muhtelif akademik tartışmalarda -çoğu zaman tarafların savlarını destekleyici bir argüman suretine bürünerek- kendine birkaç satırlık yer bulur. Aslında "idare hukuku içtihadidir", "idare hukuku içtihat hukukudur" yahut "idare hukuku yargısal içtihatlara dayanır" gibi cümlelerle ifade edilmek istenen söz konusu vakıa; anlamı, sebepleri, avantajları ve dezavantajlarıyla müstakilen incelenip, gerçekten (ve belki yeniden) anlaşılmaya muhtaçtır.
Bu çalışma, işbu ihtiyaçtan hareketle, idare hukuku alanındaki herhangi bir meseleye değil, bizzat o alanı karakterize eden bir olguya (yargısal içtihatların ayrı ve önemli yer tutması haline) yönelmiş.
(Tanıtım Bülteninden)