Ülkemizde yargının durumunun pek de iç açıcı olmadığı aşikâr. İş yükü, yapısal sorunlar, çatışma kültürü, bürokrasi ve siyasi kararsızlıklar bu alanın başlıca sorunları olarak işaret edilebilir. Her büyük sorunda olduğu gibi "eği¬tim şart" mortosu ile işe hiç değmeden teğet geçmek de mümkündür.
Oysa sorunların bir parçası olmak yerine mevcut sistemin olanaklarını değerlenerek daha verimli bir biçimde sorunları çözmeye odaklanmak da mümkündür.
Genel olarak hukuki uyuşmazlıklarda arabuluculuk olarak adlandırılan kurum, sempozyum boyunca tarihsel ve işlevsel açıdan tartışılmıştır. Sem¬pozyum kitabındaki değerli yazılar bu hususları geniş bir şekilde açıklamak¬tadır. Konunun teorik izahı kadar çözüm odaklı bu kurumun fonksiyonuna dikkat çekmek de gereklidir.
Örneğin ülkemizde veraset ilamlarının noterler aracılığıyla verilebilmesi işi hem işlerin hızlanması hem de hizmet kalitesinin aksamaması yönünde gerçekten başarılı bir tercih olmuştur. Adli bilgilerin bilgisayar ortamına taşınmış olmasını başarılı bir işlevselliğe kavuşmasına imkân sağlamıştır. Arabuluculuk kurumunun da uygulamalarıyla çözüm odaklı bir noktaya taşınması beklentimizdir.
Sempozyumda özellikle soru cevap bölümleri içerisinde arabuluculuk yasası ve yönetmeliğine ilişkin teknik hususlarda son derece yapıcı öneriler gelmiştir. Bu öneriler ilgili tebliğ sunucuları tarafından sempozyum metinlerine yansıtılarak sempozyumun gerçek amacına da hizmet etmiştir.
İstanbul Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi bünyesinde yapılmakta olan Arabuluculuk Eğitimi faaliyetlerinin sadece bir uzmanlık alanı oluşturma imkanı olarak değil aynı zamanda kurum olarak "arabuluculuk" faaliyetinin teorik ve pratik sorunlarına çözüm oluşturma konusunda gayret göstermek arzusunun bir ifadesidir.