Dünyadaki değişim ve dönüşümün en çok etkilediği alanlardan birisi olarak karşımıza güvenlik çalışmaları çıkıyor. Güvenlik paradigmasındaki değişimde ise ekonomi son dönemlerde kendinden daha fazla söz ettiriyor. Kaynak paylaşımı, ticaret savaşları, ekonomik yaptırımlar ve çok taraflı anlaşmalar gibi kavramların sıklıkla kullanılmaya başlandığı bu dönemde "ekonomi güvenliği" kavramı da yerleşik düzenin aktörlerini ve politikalarını anlamak açısından bize ışık tutan bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Her ne kadar yakın zamanda sona ereceğine ilişkin ütopik eleştirilere maruz kalsa da küreselleşmenin getirdiği yeni devlet ve hayat tarzı ulusal güvenlik anlayışında ekonomi güvenliği çalışmalarına büyük bir alan açıyor.
Bu kitap, 2 yıldan fazladır kaleme alınan 250'ye yakın makalenin içinden seçilmiş yazılardan oluşuyor. Yazıların tamamı yazıldığı dönemde yaşanan olaylarla ilişki olup, yaşananları ekonomi güvenliği perspektifi ile ele alıyor. Kimi zaman öngörüler sunuyor, kimi zaman durum tespiti yapıyor, kimi zaman da çözüm önerileri sunuyor.
(Önsözden)