Haziran ayında yaşanan mutlu bir olayın, sıcaklığı geçmeden, Fasikül dergisinin hemen Temmuz sayısında duyurulmasının yararlı olduğu düşünülerek aşağıdaki bilgiler paylaşılmaktadır.
Almanya'nın en köklü üniversitelerinden biri olan Giessen Justus Liebig Üniversitesi Hukuk Fakültesinin önerisiyle Üniversite Senatosunun oybirliği ile Almanya genelinde ilk defa bir Türk hukukçuya (editörümüz Öztürk'e) 24 Ekim 2014 tarihinde büyük bir törenle onursal doktora payesinin verilmesinin ardından; bu kez de, 1735 yılında Maria Theresia tarafından Macaristan'ın Miskolc şehrinde kurulan ve 1949 yılında bugünkü halini alan Miskolc Üniversitesi (Macarca: Miskolci Egyetem) senatosunun oybirliği ile aldığı bir kararla editörümüz Öztürk'e "onursal doktora payesi" takdim töreni yapılmıştır.
Memnuniyetle kaydedelim ki, Miskolc Üniversite senatosunun, editörümüz Prof. Dr. Dr. h.c. mult.
Bahri Öztürk'e, oybirliği ile onursal doktora payesi verilmesini kararlaştırması üzerine, 23 Haziran 2016 günü gerçekleştirilen törene Sayın Büyükelçiliğimiz yakın ilgi göstermiştir. Öztürk törende, "Türkiye'de Ceza Hukuku Reformu ve İnsan Hakları" konulu bir tebliğ sunmuş; tebliğ büyük bir ilgi ile izlenmiştir.
Almanya'da verilen onursal doktora payesinin gerekçesi ile Miskolc Üniversitesinin gerekçesi Türk ceza adaleti reformu ve insan hakları noktasında benzerlik arz etmektedir. Bu da göstermektedir ki, aslında bu paye, Prof. Öztürk'ün şahsında ülkemizde yapılan; 2005 yılında yürürlüğe giren ve insan hakları temeline dayanan büyük Türk Ceza Adaleti Reformuna verilmiştir.
Nitekim onursal doktora diplomasında aynen şöyle denilmektedir:
"BİZ, REKTÖR VE MİSKOLC ÜNİVERSİTESİ SENATOSU OLARAK ÖVGÜLERİMİZİ SUNARAK TÜM İLGİLİLERE BİLDİRİRİZ Kİ, Prof. Dr. Bahri Öztürk, … olağanüstü öğretme becerileri ve uluslararası alanda kabul görmüş üst düzey İnsan Hakları çalışmaları ile, Miskolc ve İstanbul Kültür Üniversiteleri arasında bilimsel ilişkileri geliştirmiş olmasıyla Honoris Causa derecesini elde etmiştir ve biz kendisini "doctor honoris causa" kısaltması, Dr.h.c. unvanını kullanmak üzere yetkilendiriyoruz". Görüldüğü gibi burada, insan haklarına vurgu yapılması son derece önemlidir. Törende Öztürk'ün vermiş olduğu konferansın konusu da dikkate alındığında, bu gerekçenin neden özellikle vurgulandığı daha kolay anlaşılır.
Halen hukuk alanında, özellikle de Ceza Hukuku alanında önemli bir konumda olan Macaristan'ın köklü bir üniversitesinin 2005 yılında yürürlüğe giren Ceza Adaleti Reformunu esas alarak bir Türk Ceza Hukukçusuna onursal doktora payesi vermesi, Türkiye'de haksız saldırılara maruz kalan bu reformun, titiz çalışmaları ve kılı kırk yarmalarıyla bilinen Alman bilim adamlarından sonra Macar bilim insanları tarafından da ne kadar ciddiye alındığını ve takdir edildiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Bu nedenle bu büyük onur, sadece Prof. Öztürk'ün değil, onun şahsında reform için çaba sarf eden tüm paydaşlarındır.
Ne mutlu bize!
Ne mutlu ülkesine ve Ceza Hukukuna gönül verenlere!