Yirminci yüzyıl psikolojisinin ağırlıklı olarak uygulamaya koyduğu öğretme ve öğrenme teorilerindeki davranışçı stratejilerin, insanı, şartlanma çeşitleriyle öğrenen bir varlık durumuna indirgediği söylenebilir. Bu anlamda dilin, öğretim programlarının uygulama sürecinde başarılı bir şekilde kullanıldığı da açıktır. İnsanın öğrenmesi ve öğretmesinde kavram, kelime ve anlam öğrenmesi ve öğretmesi ancak diil ile gerçekleşebilmektedir.
Bütün konu alanlarındaki öğretim programlarının uygulanmasında başarılı olmanın anahtarı, kullanılan dildir. Böyle bir güç, okullarda bir dil politikasını ve bütün ders öğretmenlerinin öncelikli olarak bir dil öğretmeni olma özelliklerine sahip olmalarını zorunlu hale getiriyor.
Bu kitapta ilk olarak dil gelişimi ve dilini ilişkili olduğu faktörler üzerinde durulmakta, ikinci bölümde ise bir dil politikasının unsurları ve öğretmen yaklaşımları incelenmekte; son olarak da dil politikasının önemli bir unsuru olan kompozisyon ve dil öğretimi üzerindeki bazı fikirler açıklanmaktadır.
Araştırmada insanın dil niteliği, gelişimi ve önemi üzerinde bugüne kadar yapılmış olan deneysel dil çalışmaları, dil teorileri ve özellikle öğretim programı uygulamalarında oynadıkları roller ele alınmaktadır. Bu araştırma ile öğretim programlarının başarılı uygulamalarına katkı sağlanması amaçlanmaktadır.