Çok uluslu şirketlerin yapısı ve işleyişi göz önüne alındığında ise çok uluslu şirketlerin oluşum şekilleri, özellikle şirket yönetimi, şirket yapısını ilgilendiren önemli kararların alınması ve sonuçları, pay sahipleri ve alacaklıların korunması, çok uluslu şirketler bünyesindeki şirketlerin kendi aralarındaki hak ve borçları, sorumlulukların dağılımı gibi konulara ilişkin uyuşmazlıklar ön plana çıkmaktadır. Genel olarak, çok uluslu şirketin bünyesindeki her bir şirket ve pay sahipleri arasındaki uyuşmazlıklar, şirket ve üçüncü kişiler arasındaki uyuşmazlıklar ve pay sahiplerinin kendi aralarındaki uyuşmazlıklar karşımıza çıkabilir. Ancak bu çalışmada her tür uyuşmazlığın incelenmesi mümkün olmadığından, çok uluslu şirketlerin oluşum şekilleri, hakimiyet ilişkisinden en fazla etkilenen pay sahipleri ve alacaklıları ilgilendiren uyuşmazlıklar ve çok uluslu şirketlerin dış çevrelerinde oluşan sorumluluk halleri ele alınmıştır.
Çok uluslu şirketlerin milletlerarası özel hukuk boyutunun çalışma konusu olarak seçilmesinin sebebi, bu şirketlerin sınır ötesi faaliyet göstermesi ve bu sebeple oluşabilecek yabancılık unsurunun varlığıdır. Nitekim küreselleşme sürecinde teknoloji gelişmiş, iletişim kolaylaşmış ve uluslararası pazarlama faaliyetleri yaygınlaşmıştır. Uluslararası ticari faaliyet göstermek isteyen bir şirket, ihracat, lisans anlaşması, franchising, ortak girişim, yabancı şube, yurt dışında üretim veya bağlı şirket yollarından birini veya birden fazlasını tercih edebilir6. Konumuzu ilgilendiren kısım ise bağlı şirket aracılığı ile ticari faaliyetin gerçekleştirilmesi ve çok uluslu şirketlerin oluşum süreci, işleyişi ve bu süreçte oluşabilecek milletlerarası özel hukuku ilgilendiren uyuşmazlıkların çözümüdür.