Yeni kavramlarla birlikte 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda, 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu'nun aksine, cinsel suçlar, "Genel Adap ve Aile Düzenine Karşı Cürümler" yerine "Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar" başlığı altında düzenlenmiş ve 102-105 maddeleri ile yaptırıma bağlanmıştır.
Tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de neredeyse her toplumda sarkıntılık, istismar, taciz ve tecavüz gibi bireylerin cinsel dokunulmazlıklarını ve cinsel özgürlüklerini ihlal eden eylemlere sıkça rastlandığından, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlara ilişkin bir inceleme yapılması ihtiyacı duyulmuştur.
Cinsel dokunulmazlığa karşı suçların düzenlenmesinde birtakım eksiklikler bulunmaktadır. Bu nedenle uygulamada rızanın tespiti ve buna dayalı olarak da ispat konusunda sorunlar yaşanmaktadır. Kaldı ki cinsel dokunulmazlığa karşı suçların oluşum şekli itibariyle genellikle iki kişi arasında ve tanık olmadan gerçekleştiği de göz önünde bulundurulduğunda, failin savunmasının mağdurun rızasının bulunduğuna yönelik olması, bu suçlar bakımından rızanın incelenmesi gerekliliğini doğurmuştur.
Öncelikle rızanın suç tiplerindeki görünümlerinin kanun lafzının yorumlanması ile doğru tespit edilmesi, tespit edildikten sonra ise her somut olaya göre ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira, rıza kavramı çok geniş bir uygulama alanına sahip olduğundan, mağdurun ve failin yaşları, sosyo-ekonomik durumları, travmaları gibi hususlar nedeniyle farklılıklar göstermektedir.