Bu kitapta hukuk felsefesinin çeşitli okulları ya da filozofların görüşleri konusunda herhangi bir bilgi vermek amacı güdülmediği gibi, ne hukukun genel teorilerinden birine değinilmiştir ne de belli başlı kavram ve düşünce açıklamalarına yer verilmiştir. Bu anlamda bu kitap asla bir bütünsel çalışma metninden oluşmamaktadır.
Hukukun yönlendirdiği bir insanlık, özgürlük, eşitlik ve adalet anlayışı değil, hukuka yön veren bir insanlık, özgürlük, eşitlik ve adalet anlayışına ve bu anlayışı uygulamaya geçirecek, hukuku özgür ve hümanist eylemeye kamçılayacak kurallar ve idealist hukukçulara her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu bilmenin sorumluluk duygusu içinde yazılmış aforizmalar şeklinde de algılanabilir bu kitapta.
Hukukun, statükoyu mevcut durumu destekleme refleksleri fazlasıyla gelişmiş bir bilim olduğunun farkındalığıyla kaleme aldığım bu kitapta, geçmişten günümüze dünyanın hemen hemen her yerinde yaşanan uygulamaları dolayısıyla, insan ve toplum yaşamının önüne koyduğu engeller ve zorluklar nedeniyle Pozitif hukuk kurallarının, kime ve neye hizmet ettiği, bu bakımdan güç ve güçlülerle olan yakın ilişkisi, olması gereken hukukla nasıl bir çelişki içinde olduğuna dair vurgulara da yer verilmiştir. Bu kitabın ana fikrini özetleyen düşünceyi bir cümleye sığdırmak gerekirse, hukukun manevi huzurunda özgürlük araması olduğu söylenebilir.