Avrupa ülkelerinin ulusal düzeyde geliştirecekleri sistemlerin yatay ve dikey işbirliğine dayalı şekilde yürütülmesi ise zorunluluk arz etmektedir. Oysa mevcut tabloya rağmen, Avrupa ülkeleri halen ortak çalışmalara pek sıcak bakmamaktadır. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Uluslararası Göç Örgütü ve UNICEF gibi çeşitli uluslararası kurum ve kuruluşlar göçmen çocuklarla ilgili kendi elde ettikleri verileri düzenli aralıklarla paylaşmaktadır. Ayrıca Interpol sarı ve siyah bültenlerinde kayıp ve kaçırılma vakalarıyla ilgili veri akışı sağlamaktadır. Uluslararası Kızılhaç Komitesi de yerel kurumlarla birlikte bu hususta çalışmalar yürütmektedir.
Meselenin özü aslında çocuk göçünün önlenmesi için küresel planda devletlerin hep birlikte sorumluluk alıp; harekete geçmesinde yatmaktadır. Refakatsiz göçmen çocukların haklarının muhafaza edilmesi düşüncesi nispeten yenidir. Bu konuda ülkeler nezdinde standart bir uygulama ise bulunmamaktadır. Aynı sözleşmenin aynı hükümlerinin uygulanmasında bile ülkelerin benimsediği farklı anlayışlar sebebiyle farklı uygulamaların ortaya çıktığı görülmektedir. Bu bakımdan Avrupa'da refakatsiz göçmen çocuklar bakımından atılması gerekli en önemli adımlardan biri standart bir uygulamanın hayata geçirilmesi olacaktır. Aksi takdirde; imzalanan sözleşmelerin ve bu sözleşmelere ilave yapılan açıklayıcı ve ayrıntılandırıcı protokollerin işlevselliği sorgulanır hale gelecektir.