Bu çalışma, uluslararası hukukun anayasallaşmasını Avrupa Birliği örneği üzerinden ele alarak, bu sürecin uluslararası hukuk ortamını nasıl yeniden şekillendirdiğini incelemektedir.
Çalışma, normlar hiyerarşisi yaratılarak bağlayıcı normların kabul edilmesi, yetkileri sınırlandırılmış, meşru kurumsal örgütlenmelerin yaratılması da dahil olmak üzere anayasallaşmanın temel unsurları üzerinde durmaktadır. Çalışma, uluslararası hukukun parçalanmasını inceleyerek, farklı ve çatışan hukuki rejimlerin uluslararası yönetişimde nasıl tutarsızlıklar yaratabileceğini vurgulamaktadır.
Çalışma, Avrupa Birliği'nin hem uluslararası hem de ulusal hukuk sistemlerinin unsurlarını birleştiren kendine özgü yapısı nedeniyle uluslararası hukukun anayasallaşması süreci için önemli bir örnek teşkil ettiğini savunmaktadır. Kapsamlı hukuki bütünleşmesi, kurumsal yapısı ve normatif tutarlılığı sayesinde Avrupa Birliği, uluslararası hukukun nasıl daha birleşik ve yapılandırılmış bir sisteme dönüşebileceği konusunda bir model sunmaktadır. Nihayetinde bu çalışma, AB'nin hukuki bütünleşmesinin uluslararası hukukun gelecekteki gelişimi ve uyumlaştırılması için nasıl yol gösterici olduğunu değerlendirmektedir.