BM 2011 tarihli sürdürülebilir insan hakları ilkeleri Kanunun uluslararası ticari alanda yerleştirmeye çalıştığı ilkeler olarak benimsenmiştir. Bu ilkelerin yerleştirilmesi ödevi boşlukta kalmasın diye de Kanun, etkili yaptırımlar getirmiştir.
Kanun iki ana hedef belirlemiştir: İnsan haklarını ihlal edici her türlü faaliyetlerin risk olarak benimsenmesi ve önlenmesi ve çevrenin korunmasına yönelik önlemlerin alınması. Bu iki menfaati ihlal edebilecek olası risklerin tespiti de bu hedefe ulaşılmada Kanun tarafından öngörülmüş yöntemler arasında sayılmıştır. Riskin ortaya çıkma ihtimalinin varlığının dahi önlem alınması için yeterli olması ve önlem alınması zorunluluğu ilkeleri ana ilkeler olarak belirlenmiştir.
Türkiye'nin Almanya ile olan ticaret rakamlarına bakıldığında (yaklaşık 40 Milyar USD), Türk tedarikçilerin Alman şirketleri ile ticari ilişkilerini sürdürmek istemeleri halinde bu Kanunun hükümlerine uymak zorunda kalacaklarını söylemek doğal bir sonuçtur. Bu nedenle hazırladığımız bu kitap, Almanya ile ticaret yapan Türk şirketlerinin nelerle karşılaşacakları hem bilimsel hem de uygulama bakımından ele alarak incelemektedir. Türk şirketlerinin ne yapması gerektiği konusunda açıklamalar, bunları nasıl yapabileceklerini anlatan yöntem ve pratik bilgilerle pekiştirilmektedir.