Salgınlar tarih boyunca var olmasına rağmen; 2000'li yıllarda pandemi sıklığında ciddi artışlar gözlemlenmiştir. Nüfusu milyonları geçen metropol kentlerin sayısının her geçen gün arttığı ve dünyadaki insanların yarısından fazlasının kentlerde yaşadığı düşünüldüğünde salgınların kentlerdeki etkisi de yüksek olmaktadır.
Çalışma, kentleşme eğilimlerinin, kısa vadede değişmeyeceği öngörüsünden hareketle, kentlerin salgınlara karşı bağışıklık kazanması ve kentsel yaşam güvenliğinin sağlık üzerinden yeniden sorgulanması fikri üzerinden şekillenmiş.
Kentin sağlığı kentte yaşayan için; kentlinin sağlığı da kentin geleceği için birbirine bağlıdır. Bu nedenle; kentsel topraklarının alt ve üst yapı faktörleri sağlıklı, ekonomik ve ekolojik sürdürülebilirliği hedeflemiş, planlı-kontrollü büyüme ivmesini yakalamış ve tüm bunları koordine edebilecek yönetimlere sahip kentlere yani "Bağışık Kent"lere doğru yol alınmalıdır.
(Tanıtım Bülteninden)