Her yaştan insanın aktif olarak kullandığı ve karşılıklı konuşmanın yerine geçen sosyal medya çalışma hayatına da sirayet etmiştir. İşçinin temel hakları ve özellikle ifade özgürlüğü iş hukuku tarihinde daha önce hiç olmadığı kadar tartışılmakla beraber sosyal medya paylaşımları ile bu tartışmalar yeni bir boyut kazanmakta, iş yargısı taraf menfaatlerinin nasıl dengelenmesi gerektiği sorusunun cevabını aramaktadır. Nitekim işçinin paylaşımları sebebiyle yargıya intikal eden uyuşmazlık sayısı her geçen gün artarken konuyla ilgili tam anlamıyla oturmuş bir içtihat kültüründen söz etmek mümkün değildir.
Çalışmamızda sosyal medyanın iş hukuku ile ilişkisi, işçinin sosyal medyada görüş açıklamasının kabul edilebilirliği, paylaşımların değerlendirilmesinde esas alınacak kriterler -paylaşımın içeriği, etkisi ve bazı özel durumlar- Alman, İsviçre, İngiliz ve Amerikan Hukuku'ndaki doktrin ve yargı kararlarından faydalanılarak incelenmiştir. Sözleşmenin feshinde özellik arz eden hususlar bakımından doktrin görüşleri ve güncel içtihatlara yer verilerek bu alandaki sorunlara yeni bir bakış açısıyla çözüm önerileri sunmak amacıyla detaylı bir çalışma ortaya konulmuştur.