İnternetin kamunun kullanımına açılmasını izleyen otuz yıllık süreç, çevrimiçi küresel bilgi akışını ortaya çıkarmıştır. Bu akışa erişim, kitle iletişiminde tek yönlülüğün aşılmasında ve siyasi katılımın genişletilmesinde imkanlar yaratarak demokrasi teorisinin bir tartışma konusu haline gelmiştir. Bu kapsamda seçkinci bir yaklaşımı reddeden müzakereci demokrasi, katılımcıların bilgilendirilmesi yoluyla siyasi katılımın niteliğini ve ürettiği ulusal ve bölgesel ölçekli katılım araçlarıyla niceliğini artırma potansiyeliyle öne çıkmıştır. Fakat müzakereci demokrasi araçlarından yararlanacakların bilgiye erişimlerinde önemli bir kaynak olan küresel bilgi akışına dijital gözetleme, büyük veri, erişim engelleme tedbirleri ve unutulma hakkı aracılığıyla müdahale edilebilmektedir. Ayrıca ağın düzenlenmesine dair uluslararası güç mücadeleleri ve bazı devletlerin ulusal ağlarını kurarak toplumlarını küresel ağdan koparmayı hedeflemeleri neticesinde ağda bölünme tehlikesi de ortaya çıkmıştır. Demokrasinin teminatı niteliğindeki akışta kesintilere sebep olduğu tespit edilen bu meseleler, küresel bilgi akışının korunması ve müzakereci demokrasinin hayata geçirilebilmesinde İnternet özgürlüğünün önemini ortaya koymaktadır.