Türk Anayasa hukuk sisteminde, yürütmenin güçlendirilmesi eğiliminin bir uzantısı olarak inceleme konusu yapılmıştır. Nitekim, bilindiği üzere kanun hükmünde kararnameler konusu, 1961 Anayasası'nın 64. maddesinde 20.09.1971 gün ve 1488 sayılı kanunla yapılan değişiklikle pozitif hukuk sistemimize girmiştir. Yine, 1982 Anayasası da, kanun hükmünde kararnameleri benimseyerek ayrıntılı bir şekilde düzenlemiştir. Türk Anayasa ve siyasal tarihi incelendiğinde, kanun hükmünde kararname kavramına benzeyen "muvakkat kanun" uygulaması 1876 Anayasası'nın 36. maddesinde görülür.
1876 Anayasası'ndan önce de padişahlar tarafından kararnameler çıkarılmakta ise de, bunlar nitelikleri ve etkileri itibariyle aslında kanundan başka bir şey değillerdir. 1876 Anayasası’nın 36. maddesinde düzenlenen "muvakkat kanun", Meclis'in toplantı halinde olmadığı ve derhal toplanabilmesinin de mümkün bulunmadığı olağanüstü hallerde yürütmenin, Meclis toplanıp bir karar verinceye kadar, geçici olarak kanun gücünde olan muvakkat kanun çıkarabilmesine imkan sağlayan bir düzenlemedir. Doktrinde bazı yazarlar, muvakkat kanunları kanun hükmünde kararname olarak kabul, ederken, buna karşıt görüş ileri sürenler de bulunmaktadır.