Ünlü Fransız yönetmen Jean-LucGodard, televizyon-spor ilişkisi üzerine görüşlerini açıklarken, “İnsanları sokağa dökmek istiyorsanız, televizyondan futbol yayınlarını kaldırın.” demiştir. Elinizdeki bu kitap, Godard'ın da dikkat çektiği üzere, sporun insanlar üzerindeki iletişim gücünü anlatmaktadır. İletişimde sporu bu kadar güçlü kılan unsur, sürekli insanların hayatının içinde yer alması ve doğrudan onların duygularına hitap etmesidir. Dikkat edilecek olursa, gündelik hayatta insanların en çok konuştuğu konuların başında spor gelirken, spor karşılaşmaları da insanlara farklı duygular yaşatmaktadırlar.
Böyle bir gerçek söz konusuyken, ülkeleri yönetenler ve iş dünyası, hedeflerindeki insanlarla iletişim kurabilmek için sporu kullanmaktan kaçınmamaktadırlar. Bu süreçte televizyon ise sahip olduğu yayın teknolojisiyle tarafları birbirlerine yaklaştırma gibi önemli bir işlevi yerine getirmektedir. Televizyonun başka işlevleri de söz konusudur. Sporun yönetiminde yer alanlar, “Televizyon yayınları olmaksızın, günümüzde, büyük spor organizasyonlarını gerçekleştirmek mümkün değildir.” söylemini sıkça dillendirmektedirler. Durum öyle bir noktaya gelmiştir ki; televizyon sporun hem finansörlüğünü hem de pazarlamasını yapmaktadır… Bu kitap kimler için yazılmıştır? Sponsorluk yatırımlarında bulunan şirketlerin üst düzey yöneticileri ve pazarlama departmanların da çalışanlar için…
Sponsor arayışı içindeki spor kulüplerinin ya da federasyonların yöneticileri için… Medyada çalışıp spor yayınlarını hazırlayanlar için… Spor eğitimi alan ve ülke sporunu yönetmeyi hedef seçen üniversite öğrencileri için... Son olarak, spora ilgi duyan ve “Sporda değer nasıl yaratılıyor ve bu değer daha sonra nasıl işleniyor.” sorusunun cevabını arayanlar için yazılmıştır. Her sıfattaki bireyin, kitabı rahatlıkla okuması için sade bir dil kullanılmış olup, teorik yaklaşımlar güncel örneklerle desteklenmiştir. Keyifli okumalar…