Hamza-nâmeler, Hz. Hamza'nın cesareti, savaşçılığı ve güçlü şahsiyeti etrafında şekillenen ve özellikle Hz. Hamza'nın şehit edilmesinden sonra hayatının destanlaştırılmasıyla ortaya çıkan anlatılardır. Bu anlatılar, çeşitli İslam milletlerinin halk hikâyelerine intikal ettirilirken değiştirilmiş, içerisine olağanüstülükler eklenmiş ve her toplumun kahramanının özellikleriyle Hz. Hamza'nın özellikleri birleştirilmiştir. Anadolu coğrafyasında sözlü gelenekte yasatılan Hamza-nâme anlatıları ilk defa 14. yüzyılda Hamzavî tarafından yazıya aktarılmıştır. Bugün, Türkiye'deki çeşitli kütüphanelerde Hamza-nâme'nin 72. cildinin çeşitli nüshaları bulunmaktadır.
Kitap, Hamza-nâme'nin 67. cildidir. Bu cildin Türkiye kütüphanelerinde Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Kitapları ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Nadir Eserler Kütüphanesi'nde olmak üzere iki nüshası bulunmaktadır. Kitapta 67. cildin Mücellid Salih tarafından istinsah edilen ve İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi'nde ki nüshası esas alınmıştır. Eser dil özellikleri bakımından önemlidir. Sözlüklerde yer almayan birçok deyim, bugün kullanılmayan birçok kelime ve birleşik fiiller, ayrıca müstensihin kendine has üslubu eseri, 18. yüzyıl Osmanlı Türkçesinin nesir dilinin özelliklerini yansıtması bakımından önemli kılmaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)